Chai hikayesi 

Çay, dünya genelinde en çok tüketilen içeceklerden biri olup, zengin bir tarihe ve kültürel öneme sahiptir. Çayın hikayesi, M.Ö. 2737 yılına kadar uzandığı söylenen bir efsane ile başlar. Bu efsaneye göre, Çin İmparatoru Shen Nong, kaynamakta olan suya tesadüfen çay yaprakları düşürdü ve böylece çay keşfedildi. 

Çayın tarihsel gelişimi, özellikle Çin ile sınırlı kalmamış, zamanla Asya’nın diğer bölgelerine, ardından Avrupa ve dünyanın diğer kıtalarına yayılmıştır. 7. yüzyılda Budist keşişler, çayı Japonya'ya taşıyarak burada da önemli bir yer edinmesini sağlamışlardır. 

Çay, 16. yüzyılda Avrupa'ya ulaşmış ve kısa sürede popüler hale gelmiştir. İlk olarak Portekiz ve Hollanda aracılığıyla tanınmış, ardından İngiltere’de de yaygınlaşmıştır. 18. yüzyılda İngiltere’de çay, sosyal bir içecek olarak aristokrat kesim tarafından benimsenmiş ve çay partileri düzenlenmeye başlanmıştır.

Ka’nın hikayesi 

Türkiye’de çay, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş ve kendine özgü içim ve sunum şekilleriyle kültürel bir simge olmuştur. Türk çay kültürü, misafirperverliğin ve sosyal etkileşimin önemli bir göstergesi olarak öne çıkar. 

Çay, aile bireyleri, arkadaşlar ve komşular arasında bir araya gelmenin, sohbet etmenin ve dostlukların pekiştirilmesinin vazgeçilmez bir yoludur.

Türkiye, dünya çay üretiminde de önemli bir yere sahiptir. Özellikle Karadeniz Bölgesi, bu alanda öne çıkan bir merkezdir. 

Rize, Türkiye çay üretiminin kalbinin attığı yerlerden biri olarak bilinir. Bu bölgedeki iklim ve toprak koşulları, yüksek kaliteli çay yapraklarının yetişmesi için idealdir. Rize çayı, kendine has aroması ve lezzetiyle tanınır ve yerel halk için günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.

Türk çayı genellikle ince belli çay bardaklarında, kaynar suyun üzerine eklenen taze demlenmiş çay ile servis edilir. Çayın sunumu, Türk kültürünün estetik anlayışını yansıtır. Misafirlere sunulan çay, genellikle yanında tatlı veya tuzlu atıştırmalıklarla birlikte ikram edilir. 

Çay saatlerinde yapılan sohbetler, toplumsal ilişkilerin güçlenmesine ve kültürel değerlerin aktarılmasına yardımcı olur.

Chaika Marka Hikayesi

Chaika, sadece bir içecek olmanın ötesinde, insanları bir araya getiren, kültürel değerleri taşıyan ve keyifli anlar yaşatan bir deneyim. 

Bu kadim içecek Chaika ile keyif, iyilik hali ve onu etrafında gelişen kuralları yeniden tanımlayarak, çay tutkunlarına yeni bir bakış açısı kazandırmanın yolculuğu. 

Chaika, küresel standartları lokal dokunuşlarla birleştirerek, hem geleneksel çay kültürünü yaşatmayı hem de modern akımları ve yenilikçi yaklaşımları bir araya getirmeyi hedefleyen bir marka. 

Chaika, kalitesi ve sunumuna verdiği önemle dikkat çekerken, ortodoks üretim teknolojisini de benimseyerek çay tutkunlarına yüksek standartlarda ürünler sunmayı hedeflemektedir. 

Bu üretim yöntemi, çayın doğal lezzetini ve aromalarını en iyi şekilde koruyarak, tüketicilere benzersiz bir deneyim yaşatır.

Chaika'nın sunduğu içeriğin yönetiminde fitoterapistlerin katkısı, çayın sağlık faydalarını ve doğal özelliklerini ön plana çıkarır. 

Fitoterapistler, bitkilerin ve çayın sağlığa olan olumlu etkileri üzerine uzmanlaşmış profesyonellerdir, bu sayede Chaika’nın ürünleri, sadece lezzetli olmakla kalmayıp, aynı zamanda sağlık açısından da faydalı hale gelir.

Toprak seçimi ve doğru sezonlarda toplanan çay yaprakları, Chaika’nın yenilikçi yaklaşımının temel taşlarındandır. 

Çayın kalitesini artırmak için en uygun koşullarda yetiştirilmiş yapraklar kullanılır. Bu süreç, hem çevresel sürdürülebilirliği destekler hem de tüketicilere en taze ve en kaliteli çayı sunar.

Chaika, çay üretiminde geleneksel yöntemlerle modern sağlık anlayışını birleştirerek, yenilikçi bir yaklaşım sergilemekte ve çay tutkunlarına eşsiz bir deneyim sunmaktadır. 

Ebru Erke’nin liderliğindeki bu marka, çayın sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı ve sağlık kaynağı olduğuna dair anlayışı güçlendirmektedir.